Bir Film : Başkalarının Hayatı

Hava buz, karanlık, kar geliyor hatta. Tam evde keyif yapılacak, battaniye altında film izlenecek hava. E ben de bunu yaptım. Bunu yapabilen şanslı insanlardandım bugün. Minik kızım gelmeden henüz vaktim varken bol film izleme tavsiyesi alıyorum, bu tavsiyeye bugün ilk defa uyabildim :)

Filmin orjinal adı "THE WORDS". Türkçe ismi, "Başkalarının Hayatı". Bradley Cooper son yılların popüler aktörlerinden. Hangover serisi üzerine, geçen sene Oscar adayı " Silver Linings Playbook " filmi ile bir basamak daha yukarıya çıktı. Film, aktörün daha eski filmlerinden, başarıyı yakalamaya çalışan bir yazarı oynuyor. NY'da yaşayan yazar, ailesinin yardımı ile geçiniyor, hiçbir kitabını yayınevlerine kabul ettiremiyor, kız arkadaşı ile yine ailenin desteği ile evleniyor ve Paris'e balayına gidiyor. Talihi burada dönüyor ama nasıl ? Burada etik değerler de devreye girmeye başlıyor... Aşk, biraz entrika, dürüstlük, hayattan beklentiler üzerine kareler dönmeye başlıyor. Yazmak, yazarken esinlenmek, sanat eseri çalmak konularında sizi düşündürüyor. Benzer bir yazar davranışı Woody Allen'ın "Uzun Boylu Esmer Adam" filminde de vardı. Bunu izleyenler nasıl bir yazar davranışından bahsettiğimi anlayacaklardır.

Edebiyat sever biri olarak beyazperdede yazarlıkla ilgili birşeyler izlemek beni her zaman cezbetmiştir. Bu film de IMDB'den aldığı 6.9 puanı hak ediyor bence..

Baby Girl...

Küçük kızımızı bekliyoruz, kızımızın ilk ayakkabıları teyzesinden...

Each day gets better

Efsane John, yani John Legend, bu post'un sebebidir. İstanbul Caz Festivali 2013 içinde İstanbul'da olacak, en sevdiklerimden, gelsin 29 Temmuz...

Kendisi ile tanışmam bir Martha Stewart programına konuk olmasıyla başlamış olup, geç olsun güç olmasın sınıfındaki keşiflerden biridir benim için. Akustik tarzı, sadece piyano eşliğinde söylediği şarkıları ve üstüne kazandığı 9 Grammy ile gönlümüzü ve de takdirimizi kazanmıştır.

İşte kendisi,

When September Ends

Eylül, kutlu dogum ayı .. Kutlama planı yapmazken ve ruhen de pek kutlama modunda değil iken 4 kez mum üfleyerek dolu dolu 34 oldum :)

Stevie Wonder izlendi :) Güzeldi ama tam 34 oldum derken artık ayakta konser izleme yasımın geçtiğini de farketmiş oldum. Bu konser beni yordu.

Uykuya düşkün olmamakla beraber 6-7 saat uyumadan kendine gelemeyenlerden, gelse de migreni de yaninda esantiyon olarak getirenlerdenim. Eylül ayında yaptığımız her 2 gece proje calışması da bunu teyit eder gibiydi. Allah gece çalışanlara ve ayakta kalmak zorunda olanlara sabır versin diyerek ve önümüzdeki Cumartesi gecesini de ofiste geçirecek biri olarak minik haftasonumu başlatıp huzurlarinizdan ayrılıyorum...