Friday, 31 December 2010

2011

Yılın son kitabı : Körlük, Jose Saramago
Yılın son dinlenenleri : Coldplay, Stevie Wonder
Yılın son kahvaltısı : Me Gusta'da iş arkadaşlarıyla
Yılın son filmi : Eat, Pray, Love ( Bu olmamalıydı !! :)
Yeni yıldan beklentiler : Çok değil, mutluluk, huzur, neşe !!!

Herkese yeni yeni mutluluklar yeni arkadaşlıklar yeni yerler yeni yılda !!!

Wednesday, 29 December 2010

Merak Kediyi Ne Yapar ?

Bu sene kendimi bir eğitim, öğretim, sunum işlerine adamışım ki sormayın. Eğitmenlik derken, sunumumu ilerletmek derken en son olarak bir de ilköğretim öğrencilerine konu anlatmaya vardı iş.
Ne anlattım, nasıl anlattım derseeek...
Aslında bu gönüllülük üzerine kurulmuş bir proje : Merak Odası adı. Çeşitli İlköğretim okullarından gelen öğrencilere hem merak etmenin, sorgulamanın güzelliği, birşeyler yaratmanın zevki anlatılıyor, öğrenciler buna teşvik ediliyor, sonunda da onların merak edebileceği bir konu onlara sunuluyor. Ben de bu kısımda sahne alarak onlara Cape Town'ı, Güney Afrika'yı anlattım kısaca.
Sabah hiç ummadığım kadar stresliydim, ama öyle keyifli geçti ki. Çok parlak, zeki, pırıl pırıl çocuklardı. ( Klasik bir tabir ama hakikaten öyle :) Sonra onlara şirketimizi kısaca gezdirdik...
Bakalım yeni minikler kimler olacak.

Sunday, 26 December 2010

Minik Bıdık

Bıdık Can.
Oyuncu.
Çocukları çok seviyor.
Araba oynamayı da. Arabaları parketmeyi de.
Kitap okumayı, domatesi ve kuşları.
Minik minik parmaklarıyla tam bir iphone canavarı.
Bu aralar favori sorusu " Nerden Geliyor ? ". Anlaşılmayan bir ses duyduğunda en sevdiği ve yılmadan tekrar ettiği sorusu bu minik yeğenimin.
Sevmedikleri de var ; yemek, uyumak ve banyoya girmek. Ah ah ne mücadeleler veriliyor.


Annesinin minik adamı. Nazar değmesin sana...



Friday, 17 December 2010

Ve Cuma gelir..

Ne koşturmacalı-yoğun bir haftaydı.
Buna günlük yaptığım 160 km'lik uzun yolu, yağmurla beraber eve varışımın 3 saatlere dayanmasını, iki kullanıcı testine paralel sürekli bir sunum hazırlama ve sunum yapma durumunda olmamı da ekleyince haftayı yorgun-bezgin kapatmamak elde değil. Bir de eğitimim vardı ki, onu kaçırdım gidemedim.

Yılbaşı moduna girdik, giriyoruz. Bu akşam şirketin yılbaşı partisi var ama mecalim yok. Halbuki gidesim çoktu. Bakalım. Bu sabah da ofiste yılbaşı ağacı süslemesi yaptık. İşteee...


Bu sene bir de yılbaşı kartı göndermek istiyorum herkese. Acınası bir durum, kendi evimden başka kimsenin evinin-yurdunun adresini bilmiyorum :( Bir yolunu bulup öğrenmem gerek. 

Tuesday, 14 December 2010

Örgü ve kış


Oldum olası severim örgü işlerini. Ama atkı ve kare kare minik örgülerden battaniye yapmaktan öteye gitmedi yeteneğim. Şimdi niyetim şu eldivenleri örmek, annemden biraz destek alacağım tabi, hadi bakalım...

Soğuklar gelmişken bir de bu kulaklıklardan almak istiyorum, çok çok şirinler ;)

Saturday, 11 December 2010

Que Tal ???

Tapas'la ilk tanışmam Barselona'da Tapa Tapas'ta olmuştu.
Leziz patatesler, mini kalamarlar, biranın yanında müthişti.
Tapas Bar ortamı da güzeldi, barda oturup yemek, fazla beklememek...
Beyoğlu'nda da bir Tapas Bar açıldığını duyunca bir öğle yemeğini de orada yiyelim dedik.
Değişiklik olsun. Mekan Tünel'in hemen yanında.
Öğlen 12:15 gibi gittiğimizde mekanda kimseler yoktu. Muhtemelen o günün ilk müşterileri bizdik.
Tapas Bar menünün yanısıra, günlük klasik bir yemek menüleri vardı.
Tapas Bar olunca biz Tapas seçelim dedik tabi. Menüde oldukça fazla tapas vardı. Ahtapot ızgara, çıtır nohut, patates bizim seçimlerimizdi. Gelin görün ki ne lezzet ne de miktar bizi tatmin etmekten uzaktı.

Tapas, İspanyolların işi, en iyisi biz onlara bırakalım bu işi diyerek ve nerede yemeye devam etsek soruları ile ayrıldık mekandan.

Can 2 oldu ;)

Miniğim, minik yeğenim 2 oldu.
Öyle bıcır bıcır konuşuyorki, inanılmaz.


Can'ıma nice mutlu yıllar, herşeyin en güzeli...

Monday, 6 December 2010

Buika

Şu an bir kumsalda, gün batımında olmak ve Buika dinlemek istiyorum. Gel gör ki işten eve dönerken yolda dinliyorum, bu buğulu sesin verdiği romantizm ve duygu çok yoğun. Dinleyin...

Wednesday, 1 December 2010

Dostlar, Asmalı, Çağla Bebek ve Lodos

Çok yakın bir arkadaşım eşiyle yurtdışına yerleşme kararı aldı, bu büyük haberi duyunca kızlar üçlüsü olarak hemen biraraya geldik. Onlar için seviniyorum ama bir yandan da kopacağız diye üzülüyorum. Bakalım.
Bu arada günlerden Perşembe olmasına rağmen Asmalımescit'te her bir masanın dolu, sokakların tıklım tıklım olması, rezervasyonsuz biryere gidilmesinin neredeyse imkansız hale gelmesine ne dersiniz ?
Asmalı popülaritesi artıyor da artıyor...

Bu günün ardından neredeyse 1 yıldır görmediğim bir arkadaşımla görüştüm. Bebek sonrası değişen şartlarla beraber 1 senedir çalışmıyor ama kızıyla öyle mutlu ki evinde. Çağla kız da çok şeker. Beni hatırlamasına imkan yok tabiki ama hemen sarıldı, öptü, beraber oyun oynadık, çok çok şekerdi.

Aralık ayı, hava mis, ılık, yağmur yok. Çok severim ama lodos olmasın, olmasın !! Migrenden muzdarip bir şahsiyetim yıllardır ama lodos beni etkilemez derdim. Öyle değilmiş. Cumartesi günü, izinli olduğum ve süper planlar yaptığım Pazartesi günü ve bugün lodos beni çarptı. Gerçekten artık biraz ama az soğusun havalar.