Sunday, 24 June 2012

Summer in the city

Tam “ summer in the city “ modundayım. Tam da yaz ortasında lanse edilecek projeler nedeni ile bu sene yaz tatili yaz sonuna kalacak ( umarım ;) umarım yaz sonunda bir tatil olacak ) Şikayetçi değilim aslında. Şehri yazın da yaşamayı seviyorum. En ince – tiril elbiselerle gezmek, masalarını daracık-esintili sokaklara çıkarmış ( çıkarmayı başarmış ) kafelerde keyif yapmak, miskinleşmek, boğaza karşı bir terasta buz gibi bir bira yudumlamak, açıkhava konserlerini takip etmek ( hedef Caro Emerald ve Morrissey ), Ara Cafe'de Yaşar Usta dondurmasını yemek, sabah ve akşamüstü serinliğinde yürümek, sıcaktan bunalıp kendini bir sinemaya atmak, iş çıkışı gün ortasındaymış hissi veren ışıltılı bir havada günü yaşamaya devam etmek. 

Trafiğin azaldığını ve şehrin bir nebze olsun tenhalaştığını da eklemek gerek tabi. 

Nasıl, kendimi iyi motive ediyorum değil mi ?