Monday, 7 March 2011

Kritik

Bol sinemalı bir dönem sona erdi, IF Istanbul ve Oscar öncesi eksiklerimizi tamamlayalım derken, bol bol güzel film izledim. Yılın sinema açısından en verimli dönemi bu herhalde.

  • 127 Hours, 127 saat sürdü sanki, belki de sonunu bildiğimizden beklediğim heyecanı veremedi.
  • The King's Speech, iyi oyunculuk, güzel İngiliz aksanını duymak ve kraliyet hayatını görmek açısından güzel bir filmdi.
  • HereAfter, çok sevdiğim Matt Damon'a rağmen vasat kategorisinde kaldı. Tsunami sahnesi etkileyiciydi.
  • Last Train Home, şaşırtıcı, film tadında bir belgesel. Çin, ucuz iş, ucuz emek merkezi. Olaya bir de işçilerin içinde bulunduğu durum, yaşadıklarını ve korkuları açısından bakma fırsatı veriyor.
  • Living On Love Alone, çok bilmeden gittiğim ama keyifle izlediğim bir Fransız filmi. IF dışında ülkemizde gösterime girmeyecek bir film. http://www.timeout.com/film/reviews/89106/living-on-love-alone.html

Sırada İstanbul Film Festivali var, bu sene seyircileri buluşturan bir blog da yayında. Detaylar aşağıda :

İstanbul Film Festivali'nin 30. yılına özel sürprizlerinden ilki, geçmişten günümüze tüm festival seyircilerini buluşturan "Film Gibi 30 Yıl"adlı blog sitesi oldu.
www.filmgibi30yil.com adresinden yayına başlayan blog, festival izleyicilerinin festivalle ilgili anılarını paylaşabileceği, eski biletlerinden fotoğraflarına, broşürlerden kataloglarına birçok hatırayı sergileyebileceği, festival sayesinde edindikleri arkadaşlardan, dinleme fırsatı buldukları yönetmenlerden bahsedebilecekleri interaktif bir platform oluşturmayı amaçlıyor.
Blog, festival seyircilerini, festival anılarını tazelemeye davet ederken, oylamalarda en beğenilen anıyı seçme ve birçok sürpriz hediye kazanma imkânı da sağlıyor.

No comments:

Post a Comment